28 Nisan 2011 Perşembe

18. yaş Bildirgesi: İnternet Yaşamdır !

Türkiye İnterneti 18. doğum gününü kutluyor. Biz, Bilişim Sivil Toplum kuruluşları halkımızı bu vesile ile İnterneti düşünmeye, tartışmaya, internetden birey, kurum ve ülke olarak nasıl yararlanırız sorusunu sormaya, internete sahip çıkmaya, internet politikalarını konuşmaya çağırıyoruz. Bizden bir ekip Doğu ve Güneydoğu Anadoluda 10 ili kapsayan bir tur yapıyor . Bunun dışında birçok ilde etkinlik yapılıyor. 18. doğum günü pastası ise Ankara dışında, Samsun, Diyarbakır, Manisa ve İstanbul’un ardından Tunceli Üniversitesinde kesiliyor.

Türkiyenin %33′ü için bugün İnternet vazgeçilemez konumda. Bu kesimin hayatı ve ilgili sektörler köklü bir şekilde değişmeye başladı. Bu değişimleri birkaç yıl önce hayal bile edemezdik. İnternet sanayi devrimi boyutlarında köklü bir değişimi temsil ediyor. İnternet hiç birimizin tahmin edemediği inovasyonları ortaya çıkarıyor. İnsanlık, adına Bilgi Toplumu dediğimiz yeni bir toplum biçimine geçmenin sancılarını yaşıyor. İnternet tüm bu gelişmeleri taşıyor, temsil ediyor. İnternet bir yandan bireyi özgürleştiriyor, onu üretici ve tüketici olarak öne çıkartıyor; öte yandan dünya üzerinde geniş kitlelerin örgütlenmesini, birlikte üretmesini, birlikte hareket etmesine katkıda bulunuyor. Hiyerarşik yapıları yıkıyor; sınırları büyük ölçüde ortadan kaldırıyor; zaman ve mekanın etkisini azaltıyor. Bunun sonucunda bazı sektörler de çok ciddi değişimler söz konusu. Bilgi bir üretim faktörü oldu. Temel zenginlik kaynağı, bilim, teknoloji ar-ge ve inovasyon oluyor. Ulusların asıl zenginliklerinin yetişmiş yurttaşlarının beyinlerinde bilgi olduğu ortaya çıkıyor. Ülkeler kamu hizmeti, katılım, saydamlık, demokrasi ve yönetişim kavramlarını yeniden tanımlamaya çalışıyorlar. Dünya yurttaşları, daha özgür, daha saydam, daha katılımcı bir dünya istiyor; refahtan daha fazla pay istiyor. İnternet bunları kendiliğinden sağlamıyor ama ortam sağlıyor, hızlandırıyor.


Dünya Nerede, Türkiye Nereye Gidiyor ?
Bugün dünyada 2 milyarı aşkın insan internet kullanıcısı. İnternete kayıtlı bilgisayar sayısı 818M(Milyon). 313 M web var. 120M’sı uluslarası, toplam 205M kadar alan adları var. Blog ve video sayısının yüz milyonlar ölçüsünde olduğunu biliyoruz. Türkiye’ye gelince 30 milyon civarında kullanıcı olduğunu düşünüyoruz. İnternet kullanım istatistikleri ciddi bir sayısal bölünmeyi ifade ediyor. Internete kayıtlı bilgisayar sayısı 4 milyon rapor edildi. Türkiye adresli 1 milyon 250 bin civarında alan adı var; bunun 250 bini .TR altında gerisi yurt dışında. Yurt içinde ve dışında blog ya da web sayfası olanların bir kaç milyonu olduğunu tahmin ediyoruz.

Türkiye Gemisi Rotasını Bilgi Toplumuna henüz döndüremedi!

Türkiye İnternetinde çok başarılı unsurlar var. Pek çok bakımdan dünya ortalamasını yakaladık. Finans ve bazı e-devlet uygulamalarında Avrupanında ilerisindeyiz. Ama, kullanım, fiyatlar, serbestleşme, ve çeşitli Bilgi Toplumu İndekslerinde OECD ve Avrupa içinde epey geriyiz. Kabaca değerlendirirsek; dünya ortalamasını yakaladık ama, Avrupa ortalamasını yakalayamadık. Örneğin, Birleşmiş Milletler e-devlet indeksinde 192 ülke arasında 69 konumdayız. Dünya ekonomik forumunun Bilgi Toplumu indeksinde sürekli geri gidiyoruz: 55/127, 61/134, 69/133 (133 ülke arasında 69.). Dünya rekabet indexinde 69/139 durumdayız. Toplumsal cinsiyet indeksinde 105/115, 121/128, 123/130, 129/134, 126/134. OECD istatistiklerinde ya en sonuncuyuz yada sondan ikinciyiz. AB 27+ listesinde çoğunlukla sonuncu yada sondan 2. yada 3. oluyoruz. Düzenli internet kullananlar %25 civarında. TUİK verilerine göre %58 hiç internet kullanmadı. Bu kırsal kesimde kadınlar için %85 gibi yüksek.

Katılımcı Kurumsal Yapı Gerekiyor

Ülkemiz internet projelerine ciddi para yatırıyor. Ama, dağınıklık, sahipsizlik, kendine zarar verme göze çarpıyor. Bizim önerimiz, ana işi bu olan bir siyasinin sorumluluğunda, müsteşarlık/bakanlık düzeyinde bir yapılanma. Tüm paydaşları: özel sektörü, STK’ları, Üniversiteleri, basını ve yurttaşları kapsayan katılımcı yapılar, sık gözden geçen eylem planları ve saydam çalışan, rapor sunan, hesap veren yapılar kurulmalı. Bu kurumsal yapı bilişim, bilim, bilgi, ar-ge ve inovasyonu esas alan ve Bilgi Toplumunu Hedefleyen bir ulusal strateji ışığında tüm toplumu koordine etmelidir.

Yasaklar Türkiye’ye Zarar Veriyor !

Ülkemizdeki kafa karışıklığının çok somut örneği İnternet Yasaklarıdır. Dünya ile bütünleşmek, AB’ye üye olmayı hedef alan bir Türkiye’nin dağınık yapılarla 10 bine yakın webi yasaklaması, youtube yasağının 3 yıla yakın sürmesi, 14 marta kalkan Blogspot.com yasağının, medarı iftiharımız UYAP’a rağmen, hala sürüyor olması; ülkemizin İnterneti algılamakta ve kendini uyarlamakta yaşadığı kafa karışıklığının göstergesidir.

İnternetden Korkmayın, onu ciddiye Alın!

Tüm yurttaşlarımızı, aktif olarak İnternet Haftasına katılmaya davet ediyoruz. Evde, okulda, iş yerinde İnterneti konuşun tartışın. İnternetden Korkmayın! Onu öğrenin! Olanaklarını ve olası risklerini öğreninin. İnterneti kendinizi geliştirmek, işinizi geliştirmek, daha iyi yapmak, daha iyi dünya vatandaşı olmak için kullanın. Nasıl elektriği, telefonu sorgulamadan kullanıyorsanız, interneti de aynı ölçüde doğal, yaşamın bir parçası olarak kabul edin. Kendinizi özgürleştirmek, yenilemek için kullanın. Demokrasiyi geliştirmek, bir yurttaş olarak katkınızı göstermek için kullanın, toplumsal katılım ve denetim için kullanın. Bildiklerinizi, düşündüklerinizi, öneri ve eleştirilerinizi paylaşmak için kullanın .

İnternet, insanlığın gelişmesinde önemli bir aşamayı temsil etmektedir. İnternet, dünya ile bütünleşmek, AB’ye girmek isteyen, özgür bireylerin oluşturduğu, çok renkli ve çok sesli bir Türkiye için vazgeçilemez bir araçlar bütünüdür. Gelin, İnterneti kalkınmamızı hızlandırmak, demokrasimizi geliştirmek, ortak aklımızı oluşturmak, bireyler olarak kendimizi geliştirmek, birlikte üretmek için kullanalım.

Doğum Günün Kutlu Olsun İnternet !

İnternet Yaşamdır !
Bilişim Sivil Toplum Kuruluşları Platformu
12 Nisan 2011

7 Nisan 2011 Perşembe

YGS'de Saydamlık Bağımsız Denetim Gerekir

YGS'de Şifre iddiaları kamuoyunun ÖSYM 'ye güvenini sarsmıştır. Konunun, tüm yönleriyle bilimsel yöntemlerle, kamuoyunu ikna edecek bir şekilde araştırılması ve durumun açıklığa kavuşturulması, gerekli tedbirleri alarak ÖSYM'ye güven oluşturacak değişikliklerin yapılması hepimizin ortak yararınadır. INETD olarak konunun açık ortamlarda tartışılması ve bağımsız kurumlarca araştırılması, ve farklı disiplinlerce incelenmesini gerektiği kanısındayız.

ÖSYM, öğrenci atamaları ve sınav kağıdı oluşturma algoritmalarını, bunlarla ilgili yazılımlarını açıklayabilmeli, bunları açık ortamlarda tartışabilmeli, ve sorulara cevap verebilmelidir. Bağımsız uzman ekiplere, ve isteyen kurumlara 1.7 Milyon sınavın üzerinde analiz yapılabilme imkanlarını sunabilmelidir. Savcılığın ve ÖSYM'nin kendi araştırması dışında, içinde bilişim, kriptoloji , istatistik, veri madenciliği alanlarını kapsayan bağımsız uzman ekiplerce konunun enine boyuna araştırılmasında yarar görüyoruz. Bunların yanında, ÖSYM açık ortamlarda, bağımsız bir moderatörün eşliğinde sorulara cevap vererek kamu oyunun endişelerini gidermeye çalışmalıdır.

ÖSYM'nin geçmişindeki soruların çalınması gibi olaylar ve YGS'deki şifre endişesi kamuoyunu ikna için ÖSYM'nin çok ciddi bir çaba harcaması, yönetişim ilkeleri ışığında katılımcı ve paydaşlarıyla işbirliği ortamında çalışmasını gerektirmektedir. Bütün dünyada geniş kitleler daha fazla saydamlık, açıklık, yönetime katılma, bilgiye erişim ve bilgi edinme talep etmektedir. Bu demokratik talep, YGS konusunda bireylerin kafalarında hiç soru kalmayana kadar her şeyin paylaşılmasını gerektirmektedir.

Bu bilgilerin açıklanması ve bu tartışmalar ÖSYM'de bir zayıflığa yol açmayacak; tersine kullanılan yöntemi güçlendirecek, kamuoyunun endişesinin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bu bir yöntem tartışmasıdır. Tüm bilim dünyasında ve en hassas bilgilerin saklanması ve korunmasının bilimi olan kriptolojide de algoritmalar uluslararası ortamlarda açıkça tartışılmakta ve bilimsel dergilerde yayınlanmaktadır.

INETD olarak, ÖSYM yönetimini varlık sebebi olan öğrenci ve velilerin şüphelerini gidermek için, saydam ve katılımcı bir şekilde elindeki tüm verileri paylaşmaya ve iyiniyetle birlikte çalışmaya davet ediyoruz.