28 Nisan 2011 Perşembe

18. yaş Bildirgesi: İnternet Yaşamdır !

Türkiye İnterneti 18. doğum gününü kutluyor. Biz, Bilişim Sivil Toplum kuruluşları halkımızı bu vesile ile İnterneti düşünmeye, tartışmaya, internetden birey, kurum ve ülke olarak nasıl yararlanırız sorusunu sormaya, internete sahip çıkmaya, internet politikalarını konuşmaya çağırıyoruz. Bizden bir ekip Doğu ve Güneydoğu Anadoluda 10 ili kapsayan bir tur yapıyor . Bunun dışında birçok ilde etkinlik yapılıyor. 18. doğum günü pastası ise Ankara dışında, Samsun, Diyarbakır, Manisa ve İstanbul’un ardından Tunceli Üniversitesinde kesiliyor.

Türkiyenin %33′ü için bugün İnternet vazgeçilemez konumda. Bu kesimin hayatı ve ilgili sektörler köklü bir şekilde değişmeye başladı. Bu değişimleri birkaç yıl önce hayal bile edemezdik. İnternet sanayi devrimi boyutlarında köklü bir değişimi temsil ediyor. İnternet hiç birimizin tahmin edemediği inovasyonları ortaya çıkarıyor. İnsanlık, adına Bilgi Toplumu dediğimiz yeni bir toplum biçimine geçmenin sancılarını yaşıyor. İnternet tüm bu gelişmeleri taşıyor, temsil ediyor. İnternet bir yandan bireyi özgürleştiriyor, onu üretici ve tüketici olarak öne çıkartıyor; öte yandan dünya üzerinde geniş kitlelerin örgütlenmesini, birlikte üretmesini, birlikte hareket etmesine katkıda bulunuyor. Hiyerarşik yapıları yıkıyor; sınırları büyük ölçüde ortadan kaldırıyor; zaman ve mekanın etkisini azaltıyor. Bunun sonucunda bazı sektörler de çok ciddi değişimler söz konusu. Bilgi bir üretim faktörü oldu. Temel zenginlik kaynağı, bilim, teknoloji ar-ge ve inovasyon oluyor. Ulusların asıl zenginliklerinin yetişmiş yurttaşlarının beyinlerinde bilgi olduğu ortaya çıkıyor. Ülkeler kamu hizmeti, katılım, saydamlık, demokrasi ve yönetişim kavramlarını yeniden tanımlamaya çalışıyorlar. Dünya yurttaşları, daha özgür, daha saydam, daha katılımcı bir dünya istiyor; refahtan daha fazla pay istiyor. İnternet bunları kendiliğinden sağlamıyor ama ortam sağlıyor, hızlandırıyor.


Dünya Nerede, Türkiye Nereye Gidiyor ?
Bugün dünyada 2 milyarı aşkın insan internet kullanıcısı. İnternete kayıtlı bilgisayar sayısı 818M(Milyon). 313 M web var. 120M’sı uluslarası, toplam 205M kadar alan adları var. Blog ve video sayısının yüz milyonlar ölçüsünde olduğunu biliyoruz. Türkiye’ye gelince 30 milyon civarında kullanıcı olduğunu düşünüyoruz. İnternet kullanım istatistikleri ciddi bir sayısal bölünmeyi ifade ediyor. Internete kayıtlı bilgisayar sayısı 4 milyon rapor edildi. Türkiye adresli 1 milyon 250 bin civarında alan adı var; bunun 250 bini .TR altında gerisi yurt dışında. Yurt içinde ve dışında blog ya da web sayfası olanların bir kaç milyonu olduğunu tahmin ediyoruz.

Türkiye Gemisi Rotasını Bilgi Toplumuna henüz döndüremedi!

Türkiye İnternetinde çok başarılı unsurlar var. Pek çok bakımdan dünya ortalamasını yakaladık. Finans ve bazı e-devlet uygulamalarında Avrupanında ilerisindeyiz. Ama, kullanım, fiyatlar, serbestleşme, ve çeşitli Bilgi Toplumu İndekslerinde OECD ve Avrupa içinde epey geriyiz. Kabaca değerlendirirsek; dünya ortalamasını yakaladık ama, Avrupa ortalamasını yakalayamadık. Örneğin, Birleşmiş Milletler e-devlet indeksinde 192 ülke arasında 69 konumdayız. Dünya ekonomik forumunun Bilgi Toplumu indeksinde sürekli geri gidiyoruz: 55/127, 61/134, 69/133 (133 ülke arasında 69.). Dünya rekabet indexinde 69/139 durumdayız. Toplumsal cinsiyet indeksinde 105/115, 121/128, 123/130, 129/134, 126/134. OECD istatistiklerinde ya en sonuncuyuz yada sondan ikinciyiz. AB 27+ listesinde çoğunlukla sonuncu yada sondan 2. yada 3. oluyoruz. Düzenli internet kullananlar %25 civarında. TUİK verilerine göre %58 hiç internet kullanmadı. Bu kırsal kesimde kadınlar için %85 gibi yüksek.

Katılımcı Kurumsal Yapı Gerekiyor

Ülkemiz internet projelerine ciddi para yatırıyor. Ama, dağınıklık, sahipsizlik, kendine zarar verme göze çarpıyor. Bizim önerimiz, ana işi bu olan bir siyasinin sorumluluğunda, müsteşarlık/bakanlık düzeyinde bir yapılanma. Tüm paydaşları: özel sektörü, STK’ları, Üniversiteleri, basını ve yurttaşları kapsayan katılımcı yapılar, sık gözden geçen eylem planları ve saydam çalışan, rapor sunan, hesap veren yapılar kurulmalı. Bu kurumsal yapı bilişim, bilim, bilgi, ar-ge ve inovasyonu esas alan ve Bilgi Toplumunu Hedefleyen bir ulusal strateji ışığında tüm toplumu koordine etmelidir.

Yasaklar Türkiye’ye Zarar Veriyor !

Ülkemizdeki kafa karışıklığının çok somut örneği İnternet Yasaklarıdır. Dünya ile bütünleşmek, AB’ye üye olmayı hedef alan bir Türkiye’nin dağınık yapılarla 10 bine yakın webi yasaklaması, youtube yasağının 3 yıla yakın sürmesi, 14 marta kalkan Blogspot.com yasağının, medarı iftiharımız UYAP’a rağmen, hala sürüyor olması; ülkemizin İnterneti algılamakta ve kendini uyarlamakta yaşadığı kafa karışıklığının göstergesidir.

İnternetden Korkmayın, onu ciddiye Alın!

Tüm yurttaşlarımızı, aktif olarak İnternet Haftasına katılmaya davet ediyoruz. Evde, okulda, iş yerinde İnterneti konuşun tartışın. İnternetden Korkmayın! Onu öğrenin! Olanaklarını ve olası risklerini öğreninin. İnterneti kendinizi geliştirmek, işinizi geliştirmek, daha iyi yapmak, daha iyi dünya vatandaşı olmak için kullanın. Nasıl elektriği, telefonu sorgulamadan kullanıyorsanız, interneti de aynı ölçüde doğal, yaşamın bir parçası olarak kabul edin. Kendinizi özgürleştirmek, yenilemek için kullanın. Demokrasiyi geliştirmek, bir yurttaş olarak katkınızı göstermek için kullanın, toplumsal katılım ve denetim için kullanın. Bildiklerinizi, düşündüklerinizi, öneri ve eleştirilerinizi paylaşmak için kullanın .

İnternet, insanlığın gelişmesinde önemli bir aşamayı temsil etmektedir. İnternet, dünya ile bütünleşmek, AB’ye girmek isteyen, özgür bireylerin oluşturduğu, çok renkli ve çok sesli bir Türkiye için vazgeçilemez bir araçlar bütünüdür. Gelin, İnterneti kalkınmamızı hızlandırmak, demokrasimizi geliştirmek, ortak aklımızı oluşturmak, bireyler olarak kendimizi geliştirmek, birlikte üretmek için kullanalım.

Doğum Günün Kutlu Olsun İnternet !

İnternet Yaşamdır !
Bilişim Sivil Toplum Kuruluşları Platformu
12 Nisan 2011

7 Nisan 2011 Perşembe

YGS'de Saydamlık Bağımsız Denetim Gerekir

YGS'de Şifre iddiaları kamuoyunun ÖSYM 'ye güvenini sarsmıştır. Konunun, tüm yönleriyle bilimsel yöntemlerle, kamuoyunu ikna edecek bir şekilde araştırılması ve durumun açıklığa kavuşturulması, gerekli tedbirleri alarak ÖSYM'ye güven oluşturacak değişikliklerin yapılması hepimizin ortak yararınadır. INETD olarak konunun açık ortamlarda tartışılması ve bağımsız kurumlarca araştırılması, ve farklı disiplinlerce incelenmesini gerektiği kanısındayız.

ÖSYM, öğrenci atamaları ve sınav kağıdı oluşturma algoritmalarını, bunlarla ilgili yazılımlarını açıklayabilmeli, bunları açık ortamlarda tartışabilmeli, ve sorulara cevap verebilmelidir. Bağımsız uzman ekiplere, ve isteyen kurumlara 1.7 Milyon sınavın üzerinde analiz yapılabilme imkanlarını sunabilmelidir. Savcılığın ve ÖSYM'nin kendi araştırması dışında, içinde bilişim, kriptoloji , istatistik, veri madenciliği alanlarını kapsayan bağımsız uzman ekiplerce konunun enine boyuna araştırılmasında yarar görüyoruz. Bunların yanında, ÖSYM açık ortamlarda, bağımsız bir moderatörün eşliğinde sorulara cevap vererek kamu oyunun endişelerini gidermeye çalışmalıdır.

ÖSYM'nin geçmişindeki soruların çalınması gibi olaylar ve YGS'deki şifre endişesi kamuoyunu ikna için ÖSYM'nin çok ciddi bir çaba harcaması, yönetişim ilkeleri ışığında katılımcı ve paydaşlarıyla işbirliği ortamında çalışmasını gerektirmektedir. Bütün dünyada geniş kitleler daha fazla saydamlık, açıklık, yönetime katılma, bilgiye erişim ve bilgi edinme talep etmektedir. Bu demokratik talep, YGS konusunda bireylerin kafalarında hiç soru kalmayana kadar her şeyin paylaşılmasını gerektirmektedir.

Bu bilgilerin açıklanması ve bu tartışmalar ÖSYM'de bir zayıflığa yol açmayacak; tersine kullanılan yöntemi güçlendirecek, kamuoyunun endişesinin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bu bir yöntem tartışmasıdır. Tüm bilim dünyasında ve en hassas bilgilerin saklanması ve korunmasının bilimi olan kriptolojide de algoritmalar uluslararası ortamlarda açıkça tartışılmakta ve bilimsel dergilerde yayınlanmaktadır.

INETD olarak, ÖSYM yönetimini varlık sebebi olan öğrenci ve velilerin şüphelerini gidermek için, saydam ve katılımcı bir şekilde elindeki tüm verileri paylaşmaya ve iyiniyetle birlikte çalışmaya davet ediyoruz.

18 Mart 2011 Cuma

İnternet Haftası - Katılım Çagrisi

Türkiye İnterneti 12 nisanda 18. yılını doldurmuş olacak. Türkiye İnternet Kamuoyunu, 11-24 Nisan'da gerçekleşecek 14. İnternet Haftasını, tüm ülkede internete verdiğimiz öneme yakışır bir şekilde; interneti savunmaya, interneti konuşmaya ve bu doğum gününü kutlamaya çağırıyoruz. Tüm kesimlerden; Üniversiteler, Ticaret ve Sanayi Odaları, Çiftçi Birlikleri, Ziraat Odaları, Mühendis Odaları, Barolar, Tabip Odaları, Bankalar Birliği, Noterler Birliği, Organize Sanayi Bölgeleri, Yerel Yönetimler, İnternet Cafeler, Okullar, Kaymakamlıklar, Valilikler, Bakanlıklar, tüm kamu yönetimi, özel sektör, internet şirketleri, Bilişim/Bilgi/İletişim STK'ları, Demokratik Kitle Örgütleri, Bilişim Klüpleri, Tüm Medya Kuruluşlarını, Bireyleri bu İnternet Haftasını tüm ülkeyi saran bir İnternet Şenliğine, Bilgi Toplumu, e-dönüşüm, e-türkiye ve e-devlet kavramlarının geniş kitlelerle tanıştırıldığı bir İnternet ve Bilişim Fırtınasına döndürmeye çağırıyoruz.



İnternet Haftası toplumda internet kültürünü yaymak, internet bilincini yaratmak, interneti tanıtmak, büyütmek, yeni projeler başlatmak, sorunları ve çözüm yollarını tartışmak, kısaca interneti Türkiye gündemine yerleştirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye internetinin gündemindeki sorunları tartışmak, özellikle yönetişim, yasal düzenlemeler, serbestleşme, internet ve telekom sektörünün gelişimi, iş yaşamı, eğitim, kültür ve demokrasi boyutlarını gündeme getirmek; bireysel güvenlik, güvenli internet, sosyal ağlar, ve Bilgi Toplumu kavramlarıyla tüm toplumu tanıştırmak, bu İnternet Haftası için seçtiğimiz önemli bir hedeftir. Bu kapsamda yukarıda saydığımız tüm kurumlar, örgütler, firmalar, yerel yönetimler ve bireylerden bu etkinliklere katkıda bulunmalarını bekliyoruz. Bu etkinlikleri, tüm Türkiye'ye yaymak istiyoruz. Geçen yıllarda 50 civarındaki ilde İnternet Haftası etkinliği yapabilmiştik. Bunu zamanla tüm illere çıkartmak istiyoruz. Bu yıl özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yeni kurulan Üniversiteler ve illerinde etkinlik yapmak istiyoruz. Tüm ilçelerde, tüm okullarda, tüm belediyelerde, ziraat odalarında, ticaret ve sanayi odalarında, organize sanayi bölgesinde, halk kütüphanesinde bir etkinlik yapılsın istiyoruz. İnternetin önemine inanmış her kişi ve kurumu bu çorbaya kendi olanakları ölçüsünde katkıda bulunmaya çağırıyoruz.

Basından interneti, olanakları, sorunları, projeleri, özellikle e-türkiye ve e-devleti anlatmasını ve ne yapılmalı, nasıl yapalım sorusuna yönelik yazılar, ve haberler çıkmasını istiyor; internet sayfaları, internet ilaveleri; internetin çesitli uygulamalarını anlatan yazılar bekliyoruz. Bu sene, öne çıkan sosyal ağlar, demokrasi, yasaklar ve ifade özgürlüğü, güvenli internet konularında toplumu bilgilendirmeye önem verilmesini istiyoruz, bekliyoruz. İnternet haftasında dağıtılan internet kitapçıkları yararlı olur diye düsünüyoruz. TV'lerden gene tanıtıcı programlar; ve `prime time' da internetin Türkiye'nin gündemine girmesine katkıda bulunacak açık oturum, forum gibi programlar bekliyoruz. Özellikle, siyasal kadroları da bu tartışmaya çeken, ulusal politika oluşturulmasına katkıda bulunacak programlar arzulamaktayız. Üniversitelerden ve Servis Sağlayıcılardan bu konularda basına destek olmasını bekliyoruz. Her kamu kurumundan kendi e-devlet projesini önce kendi webinde anlatmasını, vatandaşlara yönelik broşür hazırlamasını, kurum içinde tanıtım ve eğitim yapmasını, basın ve vatandaştan geri besleme mekanizmaları kurmasını istiyoruz, öneriyoruz. Kamu kurumlarının küçük de olsa yeni bir "e-devlet" hizmeti başlatması güzel bir katkı olur. Küçük, büyük her kurumun kendi webini gözden geçirmesi, web 2.0 özelliklerini eklemesi; kurumsal politikaları anlatan bloglar, kullanıcıların görüşlerini yazabileceği sayfalar, yeni hizmetler eklemesi çok güzel olur. Bir tarama mekanizması, telefon rehberleri, geri besleme formları, yenilikleri haber veren servisler, sıkça sorulan sorular dokümanı ilk anda akla gelen konular. Web sayfalarının W3C standartlarına uygun olması, platform ve tarayıcı bağımsız olması; engelli yurttaşlara, düşük bant genişliğine uygun seçeneklerin olması önerilir. RSS ve Wiki gibi yeni nesil hizmetlerin olması, üretilen tüm dokümanların webten erişilebilir olmasını arzuluyoruz. Tüm kurum çalışanlarına sunulan e-posta ve webmail hizmeti, blog, kurum içi haberleşme mekanizmaları, wikiler, gene mütevazi hedefler arasında. Kurumun, kültürel mirasının, tarihsel gelişimin internete aktarılmasına yönelik katkılarda yararlı olur. Bireylerden kendi kişisel weblerini oluşturmalarını, uzmanlıklarını, meraklarını, katkılarını internete taşımalarını destekliyoruz. Yurt dışı alan uzayındaki kişisel sayfaların adsoyad.com.tr, info.tr, biz.tr , web.re, gen.tr, tv.tr v.b. ile Türkiye alan uzayına taşınmasını öneriyoruz. Avukatlarımızı, av.tr, doktorlarımızı dr.tr altında çalışmaya çağırıyoruz. İnternet haftasında internetle tanışmamış kitlelere interneti tanıtacak, bir `Internete Dokunun' sloganlı etkinlik yapabiliriz. Kütüphanelerde, ve tüm üniversitelerde `Internet cafe', internet evi, gibi internet erişim mekanları açılması önem verdiğimiz etkinlikler arasında. Bunu özellikle, buna gereksinim duyulan, bölgelerde teşvik etmek istiyoruz. İnternet kullanmayı öğreten kursları ücretsiz ya da mütevazi ücretlerle sunan kampanyalar; İnternet Cafelerde ucuzluk kampanyaları gibi. Web yapmayı, kişisel güvenliği, sosyal ağlarda mahremiyeti sağlamayı, spam ve virüse karşı korunmayı öğreten mütevazı kursları Sivil Toplum Kuruluşlarından, İnternet Cafelerden, Üniversitelerden, internet şirketlerinde yurdun dört bir köşesinde bekliyoruz. Ana babalara, öğretmenlere, hakim ve savcılara, avukatlara yönelik etkinliklerin, sohbet toplantılarının altını çizmek isteriz.

Konferanslar, bu sürede yapılabilecek en kolay ve önemli etkinlikler arasındadır. Genel tanıtıcı konuşmalar, çeşitli özel konuları, etkileri, sorunları uygulamaları gibi, örneğin eğitim, hukuk, sağlık, ticaret, eğlence, turizm gibi konular bu tür etkinlikler arasında sayılabilir. İnternetin tarihi, siyasal etkileri, olanakları, ve sorunları da tartışılabilecek konular arasında. Bilgi Toplumu Stratejisi, ve Eylem Planı özellikle konuşulması gereken konuların başında geliyor. İnternetin altyapısı, çalıştırılması ve uygulamalarının teknik boyutları konusunda da seminerler yapılabilecek etkinlikler arasında. Türkiye İnternetinin çeşitli sorunlarını irdeleyen ve özellikle, Ne yapılmalı sorusuna cevap aramaya yönelik açık oturum türü etkinlikler önemlidir.

KOBİ'ler, kamu ve okulların internete taşınması, Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem planının tartışılması, ve uygulamaların tartışılması, çeşitli sektörlere yönelik Ulusal Politikaları gündeme getirmek, internet ve temsil ettiği teknolojileri Türkiye gündemine yerleştirmeye yönelik çabalara öncelik vermek istiyoruz.

Bu etkinliklerin planlanması ve hayata geçirilmesinde, ilgili herkesten katkı bekliyoruz. Bu kapsamda, haftaya mütevazi ölçülerde sponsorluk yapacak kurumları arıyoruz. Bu yıl geniş kapsamlı afiş basıp dağıtmayacağız. Kurumların webteki afişleri uyarlayarak kendi afişlerini basıp dağıtmasını önermekteyiz.

Su konuların altını çizmek istiyoruz:

*

Kendi Okulunu İnternetle Bütünleştir ! Özellikle devlet okullarını kurumsal kimliği ile internette olmasını ve eğitimin internetle harmanlanmasına çok önem veriyoruz. Okulun kendi webi öğretmen ve öğrencilerin e-posta adresleri olması, kişisel weblerinin olmasını çok önemsiyoruz. İnternetin, eğitim sistemin organik bir parçası olmasını hedeflemeliyiz. Artık, internete yüksek kapasite ile bağlı olmayan okul kalmasın! İnternetin eğitim sistemin bir parçası olması; öğrencilerin bilgi ve bilişim okur yazarı olması; internet üzerinden okul gazetesi çıkarması, wiki ve bloglarla birlikte üretme deneyimi kazanması; dünya üzerindeki akranları ile temasta olmasi önemlidir. Öğrencilerimizin Vikipedi'ye katkıda bulunmasını teşvik edelim. Hafta kapsamında öğretmen ve öğrencilerle sohbet toplantıları, internetin eğitimi nasıl zenginleştirebileceğini konuşmak, bu alandaki özgür yazılımlarla tanışması çok yararlı olabilir.
*

Bir halk kütüphanesini İnternete bağla!: Bugün kütüphane ve internet enformasyon kaynaklarına erişim anlamında bütünleşmiştir. Bilgisayarı olmayan vatandaşlara ucuz internet erişimi sağlamakta kütüphaneler önemli görev üstlenebilirler. Kütüphanelerin, bilgi arayan insanlara yol göstermesi de onların ana görevlerinden biridir. Kütüphanelerin e-kitaplara sahip olması, en azından öncü kütüphanelerde e-kitapları deneysel olarak ödünç vermeye başlamasını önermek isteriz.
*

Belediyeler bünyesinde halka açık internet evlerinin açılması. Burada ucuz internet erişiminin yanında, belediyenin hizmetlerini internet üzerinden sunması, kendini tanıtması, interneti bir hesap verme, saydamlık ve geri besleme mekanizması olarak kullanması önemlidir. Belediyelerin projelerini tüm detayları ile webte yayınlaması, meclis gündemi ve tutanaklarını, webcast ve podcast ile canlı ve sürekli yayınlaması, web 2.0 araçları ile vatandaşla etkileşim içinde olması önemlidir. Belediye kararlarını, vatandaş öneri ve şikayetlerini, sosyal ağlar teknikleri ile webte yayınlaması önerilerimiz arasındadır. Belediye duyuru mekanizmaları ve geri besleme wikileri denemeye değer.
*

Kültürel Mirası İnternete Taşı ! Kurumlar ve sivil örgütler olarak, kültürel mirasımızı, çok kültürlü, çok sesli yapımızı internete aktaralım. Buna ulusal boyutta tanıtımı da ekleyelim. Bireyler olarak da kendi kültürel birikimimizi, mesleki deneyimlerimizi, bireysel meraklarımızı internete taşıyalım. Tüm kurumlardan ellerindeki tüm kitapları, raporları, resimleri, filmleri, ses kayıtlarını bir program dahilinde webte yayınlamaları önermekteyiz. Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, TÜBA ve TÜBITAK'tan ellerinde telif hakkı sorunu olmayan tüm kültürel ürünleri webte yayınlamaya çağırıyoruz. Kar amacı gütmeyen kurumlara da piyasada satılan kitapları da webte yayınlamayı önermekteyiz. Hem çok daha fazla okuyucuya erişecektir; hemde satışlar düşmeyecektir kanısındayız. Müzelerimizi, taş plaklarımızı, eski gazete ve belgelerimizi internete taşıyalım.
*

Üniversitelerden, tüm raporları, tüm tezleri Açık Erişim kapsamında kurumsal arşivde yayınlmasını, yapabildiği ölçüde tüm konferansları video, ses ve metin olarak yayınlanmasını önermek isteriz. Ulusal Açık Ders Malzemeleri projelerine destek olmalarını, öncülük etmelerini bekliyoruz.
*

Bir e-devlet hizmetini başlat! Küçük de olsa yeni bir hizmet başlat. Bir kardeş kamu kurumu ile veri değişimini hayata geçir. Webini tarayıcıdan bağımsız hale getir. W3C standartları ve birlikte çalışabilirlik kriterlerine uygun hale getir. Kamuoyunun istediği verileri açmaya başla. Haber verme RSS servisi başlat. Web 2.0 uyumlu olmaya çalış.

Yukarıda belirtilen etkinlikler esasta bir fikir vermek içindir. Türkiye Internetini büyütecek her türlü etkinliğe açığız, destekleriz. Her internet gönüllüsünden, internetin önemini kavramış her kişi ve kurumdan, Türkiye internetinin parçası olan herkesten destek bekliyoruz.

İnternet Yaşamdır !

Bilişim STK Platformu

http://internethaftasi.org.tr

RSF Türkiye Sansür Raporu Yayınladı

RSF - Reporters Sans Frontieres – Reporters Wihout Borders – Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü http://rsf.org/ 12 martı bir kaç yıldır Dünya İnternet Sansürüne Savaş Günü olarak ilan ediyor; tüm dünyada etkinlikler yapılıyor. RSF ayrıca dünya İnternet Sansürü Raporu yayınlıyor. İnternetin düşmanı ülkeleri ve Gözlem altındaki ülkeleri ilan ediyor. Bu ülkeler için ayrıca rapor yazıyor. Daha doğrusu, rapor ülke raporlarına bir giriş, harita eklenerek oluşmuş durumda. Etkinliklere http://march12.rsf.org/en adresinden erişmek mümkün.

RSF her 3 kullanıcıdan birinin bir tür sansüre tabii olduğunu ve 60 kadar ülkenin çeşitli seviyelerde sansür uyguladığını ve yurttaşları rahatsız ettiğini belirti. Dünyada 119 kişinin görüşlerini internet üzeriden açıkladığı için hapiste olduğunu açıkladı.

Her yıl verilen NETIZEN ödülünü ise Tunus’da ayaklanma sırasında önemli rol oynayan Nawaat.org’un kurucularına verildi. Nawaat blogculara yer sağlamanın yanında örgütlenme, eğitim çabalarında bulunan, kritik bir web olmuştur.

RFS, Burma, Çin, Küba, İran, Kuzey Kore, Suudi Arabistan, Suriye, Türkmenistan, Özbekistan ve Vietnam’i ”İnternet Düşmanları” ilan etmiştir. Gözlem Altındaki Ülkeler ise Avustralya, Bahreyn, Beyaz Rusya, Mısır, Eritre, Fransa, Libya, Malezya, Rusya, Güney Kore, Sri Lanka, Tayland, Tunus, Türkiye, Birleşik Arab Emirlikleri ve Venuzella’dir. Toplamda 10 ülke İnternet Düşmanı, 16 ülke de aday konumundadır.

RFS ayrıca dünya basın özgürlüğü indeksini yayınlıyor. Türkiye 2010′da 178 ülke arasında 49.25 puanla 138. oldu. Finalndiya 0 puanla 1., eritre ise 105 puanla 178. durumda. 2009 da ise 38.25 ile 123. sırada idi. 2008 de ise 22,75 ile 103 sirada idi. 2007 ise 169 ülke arasında 31,25 puan ile 101.inci sırada idi.

http://march12.rsf.org/en adresiden tüm raporu indirmek mümkün. Türkiye raporunu webten http://en.rsf.org/surveillance-turkey,39758.html adresinde okumak mümkün. Türkçe çevirisini ise A. Yıldıırm tarafından yapılmış ve

http://yenimedya.wordpress.com/2011/03/15/sinir-tanimiyan-gazeteciler-2011-raporundanturkiye-gozetim-altinda/

adresinden okunabilir. Bu dokümanları ve bloggerlar için savunma amaçlı ingilizce bir el kitabını
http://akgul.bilkent.edu.tr/RSF/ adresinde bulabilirsiniz

Kriptoloji Paneli - 22 mart 2011 Ankara Barosu



BTK Kriptoloji konusunda bir yönetmelik çıkardı.” özet olarak, bize sifreleri vermeniz koşuluyla kriptolojik sifreleme yapabilirsiniz” şeklinde algıladığımız, yönetişim açısından, mahremiyet açısından çok sorunlu, o derece muğlak, her şeyi kilitlemeye imkan veren bir izlenim edindiğimiz bu yönetmeliği kamuoyunun dikkatine sunmak üzere, istanbuldan sonra Ankara’da da 22 martta bir panel yapıyoruz.

Ankara Barosu, Eğitim Merkezi, Zafer Meydanı, Kızılay Ankara, 14:00-17:00

M. Ufuk Çağlayan, Boğaziçi Ü.
Albert Levi, Sabancı Ü.
Attila Özgit, ODTÜ
Fatih Özavcı, LKD
Yüksel Samast, Bilgi Güvenliği Derneği

BTK Temsilcisi

9 Mart 2011 Çarşamba

Digitürk-Blogspot-Suç Duyurusu ve İtiraz

 INETD olarak 7 mart 2011 tarihinde Digitürk-Diyarbakır Savcılığı-Diyarbakır 5. Asliye Ceza mahkemesi ve BTK hakkında suç duyurusunda bulunduk.

Ayrıca, mahkeme kararına bir blog sahibi olarak da  itiraz ettik.

Siz de bir internet kullanıcısı olarak veya bir şirket olarak suç duyurusunda bulunabilirsiniz ve/veya mahkema kararına itiraz edebilirsiniz. Aşağıdaki metinleri uyarlayıp (isim, adres, tarih, imza) savcılığa veya mahkemeye sunabilirsiniz. Bunun için avukat olmanız yada avukat tutmanız gerekmiyor. Bunun bir masrafı da yok.

Suç duyurusu için şu taslak metni odt | doc uyarlayın ve en yakın adliyede savcılığa teslim edin.

Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesine itiraz için:  aşağıdaki metinlerden birini uyarlayıp, en yakın adliyede nöbetçi asliye ceza mahkemesine sunun.

Blog sahibi olarak : Taslak Metin  odt | doc .

Blogspot.com’da blogu olmayan bir kullanıcı olarak : Taslak metin odt | doc .

Bir servis sağlayıcı itirazı : odt | doc


Mahkeme kararı ve savcılığın tebliği: pdf

İnternetine sahip çık.! İnternet Yaşamdır, sansürlenemez!

2 Mart 2011 Çarşamba

İnternet Yasakları Ayıbı için Ne Yapılmalı ?

Şunu açık yüreklilikle kabul edelim. İnternet Yasakları muasır medeniyeti yakalamak, AB üyesi olmak, ilk 10′a girmek isteyen bir ülke için bir ayıptır, utanç kaynağıdır. Uygarlığın gelişmesinde kilit kavramlardan biri ifade özgürlüğüdür. İfade özgürlüğü, aykırı düşüncelerin, toplumun çoğunluğunu rahatsız edici farklı görüşlerin ifade edilmesi ve bu görüşlere erişimi kapsar; bunun için vardır. İfade özgürlüğü bir toplumun kendini düzeltmesi için en önemli geri besleme yapılarından biridir. Bu nedenle, İnternet Yasaklarına karşı tutarlı, sürekli bir mücadele gerekir.
İnternet, fikirlerin ifade ortamı olmanın ötesinde yaşamın her boyutunu kucaklayan, iş, eğlence, eğitim, örgütlenme, reklam, pazarlama, tanıtım, sağlık, sanat gibi boyutları olan bir araçlar bütünü bir ortamdır. İnternetin nasıl gelişeceğini hiç kimse kestiremiyor ve sürekli inovatif uygulamalarla hepimizi şaşırtıyor.
Konuyu gündemde tutmak; yasakların hukuksuzluğunu, Türkiye’ye zarar verdiğini, anlamsızlığını anlatmak; biz internet gönüllülerine, internet girişimcilerine, internet kullanıcılarına, sivil toplum ruhunu taşıyan bireylere, yapılara, işin önemini kavramış herkese düşüyor.
Yurttaşlar ve Sivil Yapılar olarak, karar süreçlerine ortak olmaya çalışmalı, saydam ve katılımcı yönetişim yapıların kurulmasını talep etmeli, ve takipçisi olmalıyız. Ülkemizdeki yasakçı uygulamalar ve yasakçı alışkanlık ve felsefeden kurtulmak vakit alacaktır. Bu nedenle kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimiz olmalı, ve bir öncelik sırasıyla bunları hayata geçirmeye çalışmalıyız.
Kısa vadede yapılabilecek şeyler:
1. Yönetmelik değişikliği. Şu anda zaten normal yollarla erişemiyeceğimiz 5 video nedeniyle youtube ve google yasağını yaşıyoruz. (Mahkemenin sakıncalı bulduğu 10 videodan 5′i kalkmışBir içeriğin Türkiye’den erişilemeyince, yayından kaçtığını net bir şeklide yönetmelikte belirtmek gerekir. Bir mahkememiz, bu videolara yurt dışındaki türkler bunu görebilir diye bu yasakta ısrar ediyor. Bu uluslararası hukuku aykırıdır. Türkiye bugüne kadar, ne uluslarası hukuku kullanarak youtube’a yada bir başkasına dava açmıştır.
2. Nesne temelli filtrelemeyi Türkiye ciddi olarak tartışmalıdır. BTK nesne temelli filtrelemeyi bir an önce hayata geçirmelidir. Geçirmesinde sorunlar yaşıyorsa, bunu saydam bir şekilde üniversite, sektör ve sivil toplum kuruluşları ile paylaşmalıdır. Hazırladığı raporlar varsa, bunu kamuoyuyla paylaşmalıdır. Yanlız, bu filtreleme sadece mahkeme kararıyla yapılmalı ve kamuoyu bilgilendirilmelidir. Nesne temelli filtreleme ile sadece yasaklanmak istenilen bir kaç URL’e erişim engellenecektir.
3. TİB iyi niyet gösterisi olarak, 5651′de yurt dışındaki webleri katalog suçlar nedeniyle resen yasaklamak yerine bu işi Ankara’daki bir mahkemeden alabilir. Bu yönde bir öneri Yargıtay Başkanlığından geldiğini ve BTK’nın İzmir de yaptığı bir konferansta dile getirildiğini biliyoruz. Bu mahkemenin hep aynı mahkeme olması uzmanlaşmaya katkı sağlar.
Orta Vadede yapılabilecek şeyler:
4. Sakıncalı bulunan içeriği, mahkeme kararıyla kaldırtmaktan önce, sivil ve gönüllü yapılarla kaldırmaya çalışmak daha verimli olacaktır. İfade özgürlüğü kapsamındaki içeriklerde, kullanıcın beğenmediği bir içeriği yayından kaldırmak, bir resmi kanalın kaldırmasından daha kolay olabilir.
5. Bilişim ve İnternet konusunda adalet camiasında (mahkeme, hakim, savcı) bir uzmanlaşmaya gidilmedir. Bu bir kaç tane uzmanlaşan mahkemelerle başlıyabilir.
Uzun Vadede
6. Demokratik bir ülkede devletin yetişkin yurttaşları “zararlı içerik” ve “kirli bilgi”den koruma görevi olamaz. Devlet, yurttaşı eğitir, bilinçlendirir, sivil toplumu destekler, araç ve ortamları sağlar. Örneğin, açık kaynak korunma yazılımlarını teşvik eder, ödüllendirir, ücretsiz dağıtır. Bu konularda kampanyalar yapar, ödüller verir. Devlet, yurttaşın bilinçle karar vermesinin ortamını sağlar ama yurttaş adına bu işi yapmaz. Çocukların bulunduğu kamu ortamlarında sivil toplum ve uzmanların denetiminde koruyucu tedbir alınabilir.
7. İfade Özgürlüğünü temel alan bir bakış açısıyla 5651 kaldırılıp, özgürlüğü, insan haklarını temel alan bir düzenleme katılımcı bir şekilde yapılmalıdır. Kısıtlamalar bir istisna olmalı, ve okullarda çocukları korumak gibi çok dar alanda olmalıdır.
8. Yürütme olabildiğince katılımcı ve saydam olmalı, kamuoyunu bilgilendirmek; sektör; sivil yapılar ve üniversite ile iş birliği esas olmalıdır. Kamu otoritesi paydaşlarla paylaşmalıdır.
BTK daha saydam calışmalı, istatistikleri ve diğer verileri araştırmacılara paylaşmalıdır.
İnternet Yaşamdır !

Bu Yazı haziran 2010 da yazılmıştı.  Youtube hülle ile açıldı. Ama, ana mekanizma durduğu için, cok sık Digitürk'ün becerikli elleriyle sansür dalgası yiyoruz.